(30 Eylül 2020 Tarihinde Yazılmıştır.)
Uzun zamandır yazmıyordum buralara, daha sonra EuroLeague hakkında genel bir değerlendirme de yazarız ama konusu mesaja açık değil sanırım. Açılsın ilk fırsatta orayı da dolduracağım. Bu yazı doğal olarak biraz Fenerbahçe kimliği ile olacak.
Karşıyaka maçı hariç yayınlanan iki hazırlık maçı ile ligin ilk maçını tamamen izleme şansım oldu. Oynanan maçların EuroLeague için yeterli test amacı taşımadığını söylemek lazım elbette. TÜBAD Turnuvasında Efes'le karşılaşmayı bu yüzden isterdim açıkçası, ligin favorisi bir takımla oynama fikri biraz saçma gelse de şu şartlarda olabilecek en mantıklı seçimdi bizim için. Pandemi şartlarından ötürü lige hazırlık süreci oynanabilecek maç çeşitliliği açısından istediğimiz gibi olmadı. İyi haber ise iki hazırlık maçında takımı neredeyse tam kadro izleme şansımız oldu. Obradovic döneminde çekilen en büyük sıkıntılar bu yöndeydi. Takım ancak Eylül'ün ortasında tam kadro antrenmanlara başlıyordu, bu da doğal olarak adaptasyon sürecini ve oyunun oturmasını uzatıyor. Bu sezon yeni bir takım olarak bu sıkıntıyı hiç yaşamadık. Neredeyse yeniden kurulan bir takım için bu çok değerli.
Öncelikle kadro ile başlamak istiyorum. Hemen aşağıya ekliyorum kadroyu.
Oyun Kurucu: Lorenzo Brown – Leo Westermann – Ali Muhammed – Kenan Sipahi
Şutör Guard: Nando De Colo – Melih Mahmutoğlu
Kısa Forvet: Edgaras Ulanovas – Dyshawn Pierre– Jarell Eddie – Tarık Biberovic
Uzun Forvet: Danilo Barthel – Berkay Candan
Pivot: Jan Vesely – Johnny Hamilton – Ahmet Düverioğlu
Kağıt üzerinde ortaya çıkan en büyük sorunlar Lorenzo Brown konusundaki soru işaretleri ilk olarak. Genel olarak oyun kurucu tarafında baskın isim eksikliği konuşuldu. Daha sonra uzun forvet tarafındaki eksiklikler görülüyor elbette. Bu düşünceler elbette normal çünkü Fenerbahçe geçen sene bu iki pozisyona dayalı sorunlardan ötürü sürekli bocaladı. Sloukas Vesely'nin de sakatlıkları sonrası ana karar verici gibi görünmekteydi ve sezon boyu De Colo ile uyum problemi yaşadı. Derrick Williams da geçen senenin sorunlar kısmında başroldeydi, hücumda patlayıcılığı zaman zaman işe yaradı fakat savunmada problemler de beraberinde geldi. Elbette Fenerbahçe'de atıcıların formsuzluğu ve uzun savunması ciddi problem oldu fakat yapısal problemler her zaman daha derin etki bırakıyor. Bu sene de yapısal problemlerin olması en son istenecek şeylerden biriydi. Bu da oyuncu seçimi konusunda her zaman soru işaretleri bırakıyor.
İzlediğim maçlara göre bir değerlendirme yapacak olursam kadro %80 oranında olmuş gibi şu an. Lorenzo Brown arada kendine has denemeleri yapsa da motivasyon olarak bir yık yukarı çıkmış geçen sezona göre. De Colo ile beraber oynarken de sahada tek oyun yönlendiriciyken de opsiyonları düşünerek oynuyor. De Colo daha çok top alırken eline geldiği ilk anda kahramanlık yapma lüzumu görmüyor, kendi kullanırken de daha çok alanları kullanarak oynuyor. Fenerbahçe yaramış diyeceğim ama bu kulübün ekmeğinden suyundan pek fayda gelmezdi, hayret. Elbette EuroLeague savunmalarıyla oynarken de görmek lazım. Leo Westermann'ı şu ana kadar izleyemedim açıkçası, geçen sene de oyunda uyumlu olmaya çalışıyordu Westermann. Bu sene oynanacak olan oyunda pratik katkılar vermesi şart, yoksa gerçekten bir oyun kurucu gerektirebilir. Dixon'ın artık yaşı kemale erdiği için EuroLeague arenasında bile verebileceği katkı çok az. Kenan'ı saymıyorum zaten, rotasyona girmesi zor olur EuroLeague için.
Şutör guard kısmında aslında biraz daha farklı bir yapılanma var. Kağıt üzerinde temelde De Colo ve Melih görünüyor fakat kaydırmaların en çok olacağı pozisyonlardan biri burası. Dyshawn Pierre de oynar, Jarell Eddie de oynar, hatta Tarık bile oynar bu pozisyonda gerekirse. De Colo bir yıllık aranın ardından yeni yapılanmanın sonucu olarak istediği oyuna kavuşmuş, takım artık onun takımı ve alacağı sürelerde ilk öncelik her zaman onda olacak. Diğer oyuncularla olan uyumunu da sevdim açıkçası. De Colo'nun eş zamanlı olarak oyunu kurması da çok önemli bir avantaj bizim için, De Colo yapı olarak nokta ve bitirici pasları atmayı seven de bir oyuncu. Yapı tam olarak oturduğunda bu avantajlar daha çok öne çıkar. Diğer taraftan şu safhada yokluğu takım için büyük dezavantaj, sezonun en azından ilk üç ayını sağlıklı geçirmesi lazım. O noktadan sonra diğer parçalar ve yapı ancak oturur. Melih ise bu sezon daha çok şutlara yönelecek gibi. Kokoskov Melih'i biraz daha Eddie ile birlikte iki şutör olarak kullanmayı seviyor, bu da hem iki şut opsiyonu ortaya çıkarıyor hem de Melih'in içeriye girerek top kullanmasının önünü açıyor.
Forvetlerden kısalara gelirsek burası kaydırılabilir oyuncularla kurulu diyebiliriz. Öncelikli olarak Ulanovas öne çıkıyor. Savunmanın ana sertliğini sağlayacak isim de o, hücumda sırtı dönük oyunlarla üretimin temeli olacak isim de o. Şutunu oturttuğu takdirde ekstra katkıyı da sağlar. Benim yapılan transferler içinde en beğendiğim o oldu. İlk süreçte biraz tutuk göründü, umarım toplar. Dyshawn Pierre'i pek izleyemedim ama farklı pozisyonları oynayabilmesi ve yine çok fazla pozisyonu savunması bizim adımıza sevindirici. Jarell Eddie ise önemli bir şut istikrarı ile başladı sezona, EuroLeague bunun çözümünü yakın savunmalarla çözebilir. Bu noktada topu vurup faulleri alması önemli, eğer yaparsa bela olur diğer takımlara. Eksik yanı ise savunması, bu nedenle yanında kimleri kullanabileceğimiz önemli. Tarık ise bu sezon gelişim konusunda yol kat edebilir, EuroLeague'de çok süre alabileceğini sanmıyorum ama kendini gösterecektir. Kısa forvetler konusunda genel olarak memnunum diyebilirim.
Uzun forvetler ise en çok sıkıntı çekilebilecek yer gibi görünüyor. Danilo Barthel sahaya akıl koyabilecek bir tamamlayıcı, önceki yıl Melli'yi aradığımızı düşünürsek Barthel bu noktada çok yardımcı olacak takıma. Rotasyonda görülen diğer isim Berkay ama onun da alacağı süreler belli. Bu nedenle Dyshawn Pierre, Ulanovas ve Eddie'yi 4 numara oynarken sık göreceğimizi düşünüyorum. Bir diğer çare ise Vesely olur, o da biraz Hamilton ile uyuma bakacak elbette.
Gelelim pivotlara. Geçen üç sezon bu noktada sıkıntıların en çok olduğu noktaydı. Net bir uzunu bir türlü bulamamıştık. Bu sene uzun rotasyonu ise biraz daha istenilen noktaya geldi bence. Vesely halen bir MVP ve bence ilerleyen dönemde daha çok oyunla haşır neşir olacak, Nando ile de kanları uyuşur vaziyette. Oyun konusunda becerisi olan bir uzun sahibi olmak bence halen önemli, bu da Vesely'nin bize verebileceği bir şey. Johnny Hamilton ise oyun konusunda pek birikime sahip değil, bu biraz da basketbol yaşı ile alakalı. Ama çember savunma konusunda geçen sene çok iyi bir sınav verdi, bu sene de üstüne koyacaktır. Topu alıp bitirecek oyuncu klasmanında da not edilmesi gereken bir isim. Son olarak geriye Ahmet kalıyor. Geçen iki sezon sakatlıklar ve sorunlarla geçti ama Ahmet'in bu sezon biraz daha diri olacağı düşüncesindeyim. Neticede üçüncü uzun rolünde olacaktır.
Sahada genel olarak hücum verimliliğini beğendim. Daha hızlı sonuca gitmek isteyen, çeşitliliği fazla, gerektiğinde sete seti de görebilen bir hücuma sahibiz. Bu önemli bir rejenerasyon. Diğer yandan savunma şu anda tam olmamış. Takım savunması tarafında çok yol almak gerekebilir. Topa yapılan baskının seviyesini sevdim, hem rakip yarı sahada hem de kendi sahamızda çok fazla hata yaptırdık takımlara. Uzun savunmalarına bakarsak o noktada biraz daha diri gibiyiz, pota altında da biraz daha caydırıcılık oluşmuşa benziyor. Ulanovas'ın kuracağı kilit savunmalar direnci belirleyecektir. Savunma konusunda bu sezon en çok öne çıkacak farklılık iki tarafın önceki kadar birbirine bağlanmaması. Kokoskov'un genel olarak daha pratik oyunlar oynatmayı sevmesinden ötürü takımın hücum performansı daha da öne çıkacak bu sene. Savunma konusu onun da tecrübelenmesi gereken bir alan. Bu noktada yanında yıllardır Obradovic'in ekibinde olup savunma kurgusunu düzenleyen Erdem Can'ın olması büyük bir şans. Elbette savunma dediğimiz şey maç tecrübesi ile de ortaya çıkıyor, öğreniliyor yeni takımlarda.
Son olarak takımın içine değinmek istiyorum. Sezon başı oyuncular arasındaki ortam biraz daha pozitif. Pandemi ile verilen arada oyuncuların yıpranmışlıkları onarmaları olsun, takım içindeki yenilenme olsun elbette çok etkili bu noktada. Ben açıkçası takım içinden çok diğer takımlara arıza olacak tipler görüyorum. Jarell Eddie özellikle çete elemanı cosplayi gibi duruyor. Saha dışı gerginlik yaratacak taraftarın olmadığı dönemde bu konuda hakemlere karşı da şerbetli tipleri görmek mutlu eder açıkçası. Nando halen faul alamayınca sövüyor o ayrı.