Bir haftayı boş geçtikten sonra önemli Maccabi galibiyetiyle devam edelim. Pana maçı o kadar garip bir maçtı ki istek bulamadım yazmaya dair, sağlık olsun.
Maccabi maçının Fenerbahçe'ye dair önemi iyi bir koça karşı test imkanı taşımasıydı öncelikle. Ioannis Sfairopoulos bence ligin en değerli koçlarından biri. Diğer yandan Maccabi de bizim kadar olmasa bile birçok ismi kaybetti takımından. Yine de direksiyondaki Wilbekin, Elijah Bryant, Tyler Dorsey ve Angelo Caloiaro iyi parçalar; Hunter-Zizic ikilisi ise çok çok iyi iki parça Avrupa'ya göre. Başlarında takım içindeki birçok oyuncuyla çalışmış bir koçun olması da adımların sağlam olduğunu gösteriyor. Kağıt üzerindeki görüntü Maccabi'yi öne çıkardı doğal olarak, bu da maçın önemini bir tık artırdı.
Maç başında Maccabi iyi başlasa da devamında Fenerbahçe'nin geri gelmesi ve skor üzerindeki kontrolü kaybetmemesi işleri bize doğru çevirdi. Fenerbahçe'nin maçın başında çalıştıramadığı sistem Nando-Lorenzo-Vesely üçlüsü üzerindendi, zaten takımların da öncelik olarak yöneldiği düşünce bu üçlüyü yıpratabilmek. Ama Bobby'nin oyuna girmesi Maccabi'nin planlarını bozdu, çünkü Dixon bu tip bir guard rotasyonuna karşı oynamaktan acayip zevk alan bir adam. O noktada skor dengeye geldi ve oyun ilerledikçe kontrolü eline alan taraf Fenerbahçe oldu. Eddie'nin şut sokması gerektiğinde o şutlar sokuldu, Melih'in devreye girmesi gerektiğinde o sayıları buldu, Vesely sayı bulma konusunda şanslı değildi ama 4 asist yaptı, Nando da faulleri aldı ve kritik anı oynadı. Hücumda kenar katkısını iyi bir şekilde sağlayarak kazandık. Evet çok iyi bir hücum performansı değildi ama çözebilecek kadar iyiydi.
Savunma ise bence bu maçın en önemli noktalarından biriydi. Çok fazla hücum ribaundu veriyoruz yine, fakat maçta savunma anlamında diri kalmayı başardık. Kolay sayı şansı vermememiz çok önemliydi, 71 şut atılan maçta 65 sayı yemek ortada önemli bir çaba var demek. Vesely'nin ve Pierre'in çok özel savunma performansları oldu bu maçta, hatta Hamilton'un kısa sürede Hunter'ı durdurması çok iyiydi. Genel olarak istediğimiz savunmaları yaptık, ama ribaund konusunda enerji kaybı da yaşıyoruz. Yine çözülmesi gereken konular var işin savunma noktasında.
Artık yavaş yavaş bir tane oyunu toplayacak bir guard ihtiyacı açık gibi. De Colo'ya yüklenen anlam çok fazla. Evet geçen senenin Kostas'ı gibi De Colo'yu sallamamazlıktan gelmesin ama takımın diğer parçalarını oynatsın, De Colo'ya gereken alanı sağlasın. Westermann neden rotasyona girmiyor açıkçası bilemiyorum, umarım sorun yoktur. Bir de Barthel tam anlamıyla dönerse bizim için çok iyi olacak. Ahmet'in sahada varlığı bile eksi yazıyor, çok ezbere oynuyor.
Son olarak takımın genel pozisyonu iyiye giden görünümde. Artılar ve eksilerin anlaşıldığı ortaya çıkıyor yavaş yavaş. Ama dediğim gibi bu takım Kasım sonu-Aralık başı takımı. Lig kendi içinde oturmamışken kazanılan maçlar da kaybedilen maçlar da oyuncuların ve koçun gelişimi açısından önemli. Yolumuz açık olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder